Ana Sayfa

 Öğretmenler

 

 

 

SUÇLU KİM

 Fatin Özdemir

lköğretim Müfettişi

 

Bir işi yapamayınca hemen suçu bir başkasının üstüne yıkarız, bir başkasının üzerine suç yıkmakta, üstümüze kimse yoktur.

Anne, baba çocuğunun eğitilmemesinin suçlusunu bulur, öğretmendir, okul idaresidir, devlettir suçlu.

Öğretmene göre ise suçlu; Ailedir, ana babaların ilgisizliğidir, istendik eğitim ortamı yaratmayan devlettir, kendisine yeterli rehberlik hizmeti vermeyen okul idaresi, ilköğretim müfettişleridir.

Okul idaresine göre; Devletin ilgisizliği, öğrenci velilerinin duyarsızlığıdır, ilköğretim müfettişlerinin rehberlik ve denetim hizmetlerini yeterince veremeyişleridir, üst yönetim birimlerinin anti demokratik adil olmayan davranışlarıdır, sorunları çözmede yetersiz kalışlarıdır, yetki göçerimi yapamayışları, kararlara katılımı sağlayamayışlarıdır.

İlköğretim müfettişlerine göre; Kendini yenilemeyen, mesleğine vermeyen, sorumluluklarını yerine getirmeyen öğretmendir, düzeltme ve geliştirme sürecinde tekliflerini yerine getirmeyen yöneticilerdir, suçlu.

Bir kısır döngüdür suçlama, ayni eksen etrafında döner durur. Varolan eğitim problemlerimizin çözümünde hiçbir yararı yoktur, bu kısır döngünün. Bilakis var olan problemleri derinleştirmekte, karıştırmakta, işin içinden çıkılmaz hale getirmektedir.

Suçu kimse kendi üstünde aramaz.Doğrularının yanlışlarının hesabını yapmaz, kolaydır suçu başkasına yüklemek. Zor olanı yapar, suçu kendisinde arar mı? Kendisine hesap verir mi?

Boşuna atalarımız “Suç samur kürk olsa, kimse üstüne almaz” dememişler.

Kara koyun kara bacağından, mor koyun mor bacağından asılır düşüncesi ile herkes kendini hesaba çekse, doğrularının yanlışlarının hesabını adalet terazisinde tartsa, bazı problemlerin kaynağının kendisinde olduğunu görse, problemlerin suçlusunu başka yerde aramadan, kendi gücünce problemlerin çözümünde çaba gösterse, başkalarının problemlerinin çözümünde yardımcı olsa, “Herkes evinin önünü temizlerse, şehir temiz olur” görüşünden hareket etse.

Bu kısır döngünün içine girilir miydi?

Öğretmen, çağın yeniliklerine ayak uydurarak kendini yenileyebilse, öğrenciye istendik davranışlar kazandırsa, eğitim ve öğretimin kalitelileştirilmesinde, verimlileştirilmesinde üstüne düşen görevi yapsa, öğrenci ve öğrenci ailesine yeterli rehberlik hizmeti sunsa, öğrenci aileleri ile olumlu iletişimlerin kurulmasında görev alsa, öğrenci ailelerinin potansiyel gücünden yararlanma ortamı yaratsa, eğitim ve öğretim programlarının uygulanmasında, geliştirilmesinde kendine düşeni yapsa, hayata dönük, uygulanabilir davranışların kazandırılmasında, bilimsel, çağdaş, akılcı, demokratik tutum ve davranışlara sahip nesillerin yetiştirilmesinde özverili, idealist olsa.

Okul idaresi, istenilir eğitim ve öğretim ortamı hazırlayarak, eğitim ve öğretimin daha kaliteli, verimli olmasında çaba gösterse, okulu ve hizmetlerini çevreye tanıtsa, eğitim ve öğretim imkanlarından okul çevresini de yararlandırsa, çevrenin potansiyel gücünden eğitim ve öğretim problemlerini çözmede yararlanma ortamı hazırlayabilse, çevreyle olumlu iletişimler kurarak eğitimi çevreye genelleyebilse, var olan kaynakları akılcı bir şakildeihtiyaçların karşılanmasında kullansa, problemlerin çözümünde akılcı, gerçekçi öneriler getirse, demokratik ortam hazırlayarak, okulda var olan grupların dinamiğinden yararlansa, okulun amaçlarını gerçekleştirmede bir araya toplayabilse, yetkisinden ziyade etkisini kullanabilse, okulun amaçlarını gerçekleştirecek planlama, koordinasyon, değerlendirmeyi yapsa, değerlendirme sonucu düzeltme ve geliştirmeyi sağlasa, bilimsel, çağdaş, akılcı, gelişmeci, demokretik, insancıl yönetim anlayışı sergilese, kararların alımına, uygulanma, değerlendirme safhalarında katılımı sağlasa...

İlköğretim müfettişleri öğretmenlerin yetiştirilmesinde yeterli rehberlik hizmeti verse, sorunların tespitinde, sorunların düzeltilmesinde, geliştirilmesinde, değerlendirilmesinde kendine düşeni gereği gibi yapsa, sorunların çözümünde “Yetkiden ziyade etkiyi kullnarak” bilgi ve tecrübelerini özendirerek kullansa, motivasyonu sağlayarak öğretmenleri olumlu yönde güdüleyebilse, denetim sonucu, değerlendirmelerden elde edilen sonuçları, kurum amaçlarını gerçrkleştirme ve geliştirilmesinde kullanabilse, eğitim ve öğretim programlarının uygulanmasında, geliştirilmesinde önderlik eyse, demokratik, çağdaş, akılcı, bilimsel roller üstlenip problemlerin tespitinde, çözümünde ve kurumun amaçlarının gerçekleştirilmesinde, akılcı gerçekçi, uygulanabilir önerileriyle önderlik etse, getirdiği önerilerinin uygulanabilirliğni takip etse...

Devlet, toplumun eğitim ve öğretim ihtiyacını doyursa, istendik eğitim ve öğretim ortamı hazırlasa, eğitim ve öğretim kalitesini ve verimliliğini arttıracak tedbirler alsa, eğitim ve öğretim hizmeti veren personelini iyi seçse, iyi yetiştirse, pesonelin maddi ve manevi problemlerini çözecek tedbirler alsa, eğitim yöneticilerini her türlü politik etkilerden uzak, eğitim yöneticisi yetiştiren yüksek okullar (akademi, Fakülte, enstitü) kurup, buradan seçse, işbaşına getirse, kısa vadede değişmeyen, bilimsel, çağdaş, akılcı, demokratik sistemler üretip, bunları uygulasa, diğer sistemlerle entegrasyonunu, uyumunu sağlasa...

Ailede kendine düşen görevi yerine getirecektir. Geleceğini emanet ettiğ çocuğunun iyi bir eğitim ve öğretim görmesi için eğitim unsurları olan zincirin halkasından kopmayacaktır, zincirin bir halkası olan birleştirici görev üstlenecektir.

Nitekim, çağdaş, demokratik, ileri ülkelerde bunlar böyle olmuyor mu?

Yıllardır yaşadığımız bu kısır döngü, kaderimiz olmasın.

 

"Çağdaş Eğitim Dergisi : 226 "

  Bu sayfa 05.04.2009 15:23:49 Tarihinde Güncelleştirilmiştir