Ana Sayfa

 Öğretmenler

 

 

 

Öğretim Standartlarına Olan İhtiyaç

Okullar, toplumun eğitim öğretim ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla oluşturulmuş örgütlü yapılardır. Okulların kuruluşu, işletilmesi, değerlendirilmesi eğitim sisteminin iç işi gibi algılandığı geçmiş dönemlere göre günümüzde özellikle gelişmiş ülkelerde bu anlayış yanlış bir algı olarak görülür hale gelmiştir. Bunda özellikle eğitilmiş insan gücünün artması, bilginin, iletişimin geçmişe göre çok daha kolay, çabuk, yaygın bir hale gelmiş olmasının büyük payı vardır.

Eğitim faaliyetlerinin yürütülmesinde öğretmenlerin önemli bir yer tuttuğu hemen herkes tarafından kabul edilir. Öğretmenler eğitim öğretim faaliyetlerinin yürütüldüğü yerler olan sınıfların en önemli yöneticileri, yönlendiricileri ve rehberleridir. Bu durum öğretmenin sınıf ortamında var olan öğretmen öğrenci etkileşiminde üstün bir konumda olmasını da sağlar. Ancak bu üstünlük eğitim öğretim faaliyetlerinin niteliği konusunda öğretmenin sorumluluğunu da daha büyük bir oranda artırır. Her ne kadar son zamanlarda yapılan program geliştirme çalışmalarında öğrencilerin daha aktif olmasını gerektiren bir takım düzenlemeler yapılmış da olsa bu durum öğretmenin sınıf ortamındaki konumunda değişiklik yapamamaktadır. Sınıf ortamında öğretmenin sahip olduğu konumu değiştirecek bir düzenlemenin de yakın zamanda yapılacağını beklememek gerekiyor. Eğitim öğretim faaliyeti öğretmen öğrenci arasında bir etkileşimin sonucu olarak ortaya çıkacak ürünlere yönelik olarak yapılır. Bu durumda öğretmen ve öğrenci etkileşiminde öğretmenin üstün bir konumda olması doğaldır. Sınıf ortamında yapılan faaliyetlerde henüz istenen düzey bilgi, beceri, alışkanlık ve tecrübeye ulaşamamış öğrencilerin öğretmenlere göre daha üstün bir konumda bulunmasını beklemek de gereksiz, anlamsız ve yersizdir. Öğretmen sınıf ortamında faaliyetleri yönlendiren unsurdur.

Eğitim öğretim faaliyetlerinde önemli bir yere sahip olan öğretmenin çabaları eğitim öğretim faaliyetinin niteliğine büyük oranda etki edecektir. Bu nedenle öğretmenin çabaları büyük önem taşımaktadır. Eğitim öğretim faaliyetinin niteliğine dair bir şeyler söylemek isteyenler bu anlamda öğretmenin çabalarına yönelik olarak da bir şeyler söylemek zorundadır. Eğitim öğretim faaliyetlerinde görev alan tüm öğretmenlerin aynı düzeyde başarı gösterdiğini söylemek oldukça zor görünmektedir. Aslında bu konuda olumlu veya olumsuz bir yargıya varmak da mümkün olmayabilir. Zira öğretmen çabalarına yönelik eğitim sistemi içinde oluşmuş tartışılmaz, somut, objektif değerlendirme sistemi bulunmamaktadır. Öğretmenlerin çabalarına yönelik olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapabilmek için veriye ihtiyaç bulunmaktadır. Veri olmaksızın ne söylense yanlış olacaktır. Bu durum eğitim sisteminin üst düzeyde düzenleyicileri, değerlendiricileri, yöneticileri açısından olumsuz bir durum olarak görülebilir. Zira eğitim öğretim faaliyetlerinde en önemli faktörlerden birisi olan öğretmenlerin çabalarına yönelik değerlendirme yapmayı sağlayacak verinin hala oluşturulmamış, ortaya konulmamış olması bu çağda eğitim sistemlerinin geldiği nokta açısından bakıldığında önemli bir eksikliktir.

Yapılan eğitim öğretim faaliyetlerinde görev alan personelin çabalarına yönelik olumlu veya olumsuz bir şey söylerken bunun veriye dayalı olması değerlendirme yapacak olanlara da yol gösterecektir. Eğitim öğretim faaliyetlerinde yol gösterici verilerin oluşturulması öğretim standartları oluşturulması ile mümkündür. Öğretim standartları okullarda yapılan eğitim öğretim faaliyetlerinin niteliği üzerinde bir şeyler söylemek isteyenlere, değerlendirme yapmak isteyenlere veri sağlar. Öğretim standartlarının oluşturulmasında eğitim sisteminin üst düzey yönetim mekanizmalarına büyük iş, sorumluluk düşmektedir. Hangi okulun ne düzeyde nitelikli eğitim yaptığının, hangi personelin ne düzeyde başarılı bir çaba ortaya koyduğunun belirlenmesinde öğretim standartlarıyla yapılacak karşılaştırma sonrasında daha doğru değerlendirmeler yapmak mümkün olabilir.

Eğitim sistemini yönetenlerin, dizayn edenlerin belirleyeceği öğretim standartları okullar, sınıflar, öğretmenler arasında her tür farklılığı dikkate alacak düzeyde ayrıntılı olmayabilir. Bu nedenle okullar düzeyinde de bu tür standartların oluşturulmasına ihtiyaç vardır. Bu anlamda merkez birimlerinin genel standartlar belirlerken okul ve daha alt düzey birimler için daha ayrıntılı standartlar belirlenmesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Ancak her şeyden önce böylesi bir standarda ihtiyaç olduğunun farkına varılması gerekmektedir ki bu eğitim sistemimiz için oldukça gecikmiş bir durumdur. 

         -----------------------------------------------

Eğitimde Kalite Nereden Başlar?

Eğitim faaliyeti okulda yapılır. Örgün eğitim diye anılan bu eğitim sadece okulda yapılan faaliyetlerle bitmemekle birlikte okulda yapılan boyutu büyük bir önem taşır. Eğitim öğretim faaliyetlerinin başarısını etkileyen çok değişik faktörlerden söz edilir. Okul, aile ve çevre bu değişik faktörlerin en önemli üç ayağıdır. Eğitimde kaliteyi hedefleyen bir bakış açısı bu üç önemli faktörü de dikkate almak zorundadır. Ancak bu üç faktörü de dikkate alabilecek düzeyde bir faaliyetin eğitim sistemi tarafından tek başına düzenlenebilmesi, yürütülebilmesi mümkün değildir. Okul, eğitim sistemi tarafından kurulan, işletilen düzenlenen ve yönlendirilen faktörlerden birisi olmakla birlikte sadece eğitim sistemini yönetenlerin çabasıyla sonuca ulaşabilecek bir aygıt, araç durumunda değildir. Okul için sınırlı bir etki imkanına sahip olan eğitim sisteminin aile ve çevreye yönelik eğitim faaliyetlerindeki kaliteyi arttırabilecek düzeyde köklü değişimi sağlayabilmesini beklemek gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Aile ve çevre sadece eğitime dair çalışmalarla yönlendirilemeyecek kadar karmaşık, büyük, çok farklı alanlarla karşılıklı bağımlılık içindeki sistemlerle çevrili durumdadır. Bu nedenle aile ve çevrenin eğitimin amaçları doğrultusunda yönlendirilmesi çok daha zordur.

Eğitim faaliyetleri sadece okulda yapılacak çalışmalarla nitelikli hale getirilemez. Ancak eğitim sistemi, okuldaki faaliyetleri daha nitelikli hale getirmede okulun işleyişine yönelik bazı değişiklikler yapabilir. Okul, eğitim faaliyetlerinin yürütülmesinde öğrencilerin şekillendirilmesinde önemli bir etkiye sahip olmakla birlikte tüm sorumluluğun, gücün tek başına okulda olduğunu düşünmek doğru olmaz. Zaman zaman okulların öğrenci niteliklerine yaptığı etkinin oranlarına ilişkin araştırmalara da rastlanmakla birlikte okul, aile ve çevre faktörleri arasında kimin ne kadar etkiye sahip olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir.

Okullardaki eğitim niteliğini geliştirmede okul dışındaki faktörlerin planlı, programlı, resmi tek bir yapı tarafından yönlendirilmesi mümkün olmadığı için aile ve çevreye yönelik bir çalışma daha çok düşünce boyutunda yürütülebilir. Ancak okul diğer iki faktörden farklı bir konumdadır. Okul, eğitim-öğretim faaliyetlerinin planlı, programlı, resmi bir yapı tarafından yönlendirilebilen faaliyetleri içeren kurumsal bir yapıdır. Bu nedenle genel anlamda eğitim öğretim faaliyetlerinde nitelik sorunu yerine okuldaki eğitim öğretim faaliyetlerinin niteliğinden söz etmek daha doğru olacaktır. Okuldaki eğitim öğretim faaliyetlerinin niteliği sorunu üzerinde durulursa çalışma alanı daha kolay sınırlanabilir, yapılacak çalışmalara ilişkin somut adımlar daha kolay atılabilir.

Okuldaki eğitim öğretim faaliyetlerinin niteliği sorunu ele alınırken okulun yapısı, işleyişi kadar eğitim sisteminin genel yapısına, genel işleyişine yönelik değerlendirmelerin de yapılması gerekir. Zira okul eğitim sisteminin genel yapısından ve genel işleyişinden bağımsız bir birim, yapı değildir. Tersine eğitimin genel yapısı, işleyişi okulun çalışmaları üzerinde büyük oranda etkilidir. Aslında bu anlamda okuldaki eğitim-öğretim kalitesinden söz ederken eğitim sisteminin yapısal, işlevsel, yönetsel kalitesinden söz etmek gerekiyor. Ülkemizdeki merkeziyetçi yönetim anlayışının yapısına, işleyişine bakıldığında sadece eğitim faaliyetlerine ilişkin hususlar değil hemen tüm toplumsal hizmet alanlarında merkezin büyük etkisinden söz edilmesi gerekir. Eğitim faaliyetleri de bu anlamda her ne kadar okulda yapılıyor da olsa merkeze rağmen okuldaki eğitim öğretim kalitesinin artırılması hususu kişisel çabalarla sınırlı bir durum olarak kalmaktadır.

Eğitim öğretimin kalitesini merkezi eğitim sisteminin yapısının ve işleyişinin etkisinde görmek belki kolaycılık gibi görünebilir ancak genel yönetimin toplumsal alandaki etkisini dikkate almaksızın tabandan bir takım çabalarla eğitim kalitesini okul temelli bir yapıya dayandırarak yapılabilmesini beklemek toplumsal, yönetsel gerçeklere uymamaktadır. 

                                                                                                                                           

                                                                                                                                                          Ali Hikmet DEMİR

                                                                                                                                                                  ahdiron4@hotmail.com

 

  Sayın Ali Hikmet DEMİR'in diğer yazıları  http://egitimci35.blogcu.com sitesindedir.

  Bu sayfa 13.05.2009 23:57:42 Tarihinde Güncelleştirilmiştir